- vazîfe
- (A.)[ ﻪﻔﻴﻇو ]1. görev.2. ödev.
Osmanli Türkçesİ sözlüğü . 2015.
Osmanli Türkçesİ sözlüğü . 2015.
vazife — is., Ar. vaẓīfe 1) Ödev Şimdi artık vazife bitmiş, gülüp eğlenmeye sıra gelmiştir. R. N. Güntekin 2) Görev Nedim bugün vazifesine geç geldi. A. Gündüz 3) esk. Günlük ücret, yevmiye Birleşik Sözler vazife aşkı vazife kurbanı vazife şehidi … Çağatay Osmanlı Sözlük
vazife görmek — bir görevi yerine getirmek, sürdürmek Geçici Bakanlar Kurulu, seçim süresince ve yeni Meclis toplanıncaya kadar vazife görür. Anayasa … Çağatay Osmanlı Sözlük
VAZİFE — Bir kimsenin yapmaya mecbur olduğu iş. Yapılması birisine havale edilen şey. Kıymet verilen iş. * Ücret.(Tarîk ı Hakta çalışan ve mücahede edenler, yalnız kendi vazifelerini düşünmek lâzım gelirken, Cenab ı Hakk a aid vazifeyi düşünüp, harekâtını … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
vazife aşkı — is. Mesleğe olan tutkunluk … Çağatay Osmanlı Sözlük
vazife kurbanı — is. Görev başında şehit olan kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
vazife şehidi — is. Görev başında şehit olan kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
vazife etmek — görev bilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
üstüne vazife olmamak (veya değil) — görevi olmamak, o görev kendini ilgilendirmemek Hiç de değil, üstümüze vazife olmayan şeylere ne karışalım. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
îfâ -yı vazife — [ ﻪﻔﻴﻇو یﺎﻔیا ] görev yapma. ♦ îfâ yı vazife etmek görev yapmak, görevini yerine getirmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
ahlaki vazife — is. Kanunun zorlaması olmaksızın, doğru bilindiği için yapılması gereken işler … Çağatay Osmanlı Sözlük